Bakara Suresi 278. Ayetin Tefsiri

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

"Ey inanıp güvenenler, Allah’tan çekinerek korunun! O’na gerçekten güveniyorsanız, kalan faiz alacaklarınızdan vazgeçin!"(Bakara 2/278)

Haramlar ikiye ayrılır. Birisine haram li aynihi denir; “kendi yapısında haramlık olan şey” demektir. Domuz eti, şarap ve ölü hayvan eti böyledir. Bunlar başkasına verilemez. Diğeri haram ligayrihi‘dir. “Kendisinde haramlık olmayan ama kazanma şekli haram olan şey” demektir. Faiz parası öyledir. O para ile, alın teri silinerek kazanılan para arasındaki tek fark; kazanma şeklidir. Bu da sadece kazananı ilgilendirir. Ayette faiz alacaklarının üstünün çizilmesi emredilmektedir. Borçlu olan kimseden tevbe etse de borcu zorla da alınabilir, günümüzde bunun önüne geçilmesi mümkün olmayabilir. Faiz almak da vermek de haramdır. Bu sebeple faizli olan hiçbir işe girmemek gerekir.

Rivayete göre Sakîf Kabilesi’nden ‘Amr b. ‘Umeyr’in dört oğlu Mes’ud, Abduyaleyl, Habîb ve Rebîa, Mekke’de bulunan Benî Mahzûn’dan Muğîre oğullarına ödünç verirlerdi. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Taif’i fethedince (Hicret’in 8. senesi) bu kardeşler müslüman oldular. Daha sonra Muğîre oğullarından faiz alacaklarını istediler. Bu olay üzerine Bakara 278. ve 279. ayetler nazil olmuştur. Bunun üzerine bu dört kardeş dediler ki: “Biz tevbe edip Allah’ın emrine uyuyoruz. Bizim Allah ve Resûlü ile savaşa gücümüz yetmez.” Faizden vazgeçerek yalnız ana mallarını almaya razı oldular ve Muğîre oğullarından ana mallarını istediler. Onlar darda olduklarını belirterek; “Ürünler yetişinceye kadar bize süre tanıyın.” dediler. Dört kardeş, süre tanımaya yanaşmadılar. Bu olay da Bakara 280. ayetin iniş sebebi olmuştur.