Bakara Suresi 67. Ayetin Tefsiri

وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ٓ اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةًۜ قَالُٓوا اَتَتَّخِذُنَا هُزُوًاۜ قَالَ اَعُوذُ بِاللّٰهِ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ

 "Bir gün Musa halkına; “Allah bir sığır kesmenizi emrediyor” dedi. "Bizimle eğleniyor musun?" dediler. O da; "kendini bilmez biri olmaktan, Allah'a sığınırım" dedi."(Bakara 2/67)

Mısır'da hem boğaya, hem de ineğe tapıyorlardı. Onlar boğaya apis, ineğe de hator demektedirler. Bugün ansiklopedilerde şöyle bir bilgi görmekteyiz; "Kahire’nin 35 km. güneyinde, Nil üzerinde eski Mısır kenti Memfis’te Apis denen boğaya tapılırdı. Bu inanç bütün Mısır’a yayılmıştı. Apis bir tane olur, ölünce başka bir boğanın bedeninde tekrar dünyaya geldiğine inanılırdı."(Büyük Larousse Sözlük Ve Ansiklopedisi) Tevrat’ta konu ile ilgili şu ifadeler vardır: “Mısır’da bildirin, Migdol’da duyurun, Nof’ta (yani Memfis’te) Taphanes’te duyurun: Yerini al, hazırlan, çünkü çevrendekileri yiyip bitiriyor kılıç! İlahın Apis neden kaçtı? Boğan neden ayakta kalamadı? Çünkü Rab onu yere serdi.” (Yeremya 46/14)Bu boğaya tapınma olayı tevrtatta bir çok kez daha geçmektedir. Aslında bunlar o hayvanlara tapmıyorlar, tanrılarının ruhunun o hayvanların içerisine girdiğine inanıyorlardı. Güya o hayvanların içlerinde bulunan o ruha tapıyorlardı. İsrailoğulları da Mısır'da bu inanışlar içerisinde yetişmişler, çocukluklarından beri bu olaylara alışmışlardı. Yöneticileri firavundu ve İsrailoğulları firavunun baskısı altında yaşayan gruplardı. Her zaman ezilen gruplar, üst tabakaya özenti duyar ve onlar gibi olmak isterler. İşte İsrailoğulları üstün bildiği kimselerin apis/boğa, hator/ineğe tapındıklarını gördükleri için içten içe bu hayvanlara karşı saygı besliyorlar.

 "Sonra Samiri (ateşten) onlara böğürebilen bir buzağı heykeli çıkarmıştı. Bunun üzerine şöyle demişlerdi: Bu sizin tanrınızdır. Musa’nın da tanrısıdır ama o onu unuttu”(Taha 20/88) Nitekim Hz. Musa Tur dağına gittiğinde başlarında Hz. Harun olmasına rağmen, Samiri'nin yaptığı bir erkek dana (icil) heykeline tapmaları (Taha 20/85) da bu inancın onlarla ne denli kökleştiğini göstermektedir. İçten içe o hayvanları kutsal sayan İsrailoğullarına bir emir geliyor. Öyle bir emir ki; aslında onlara tanrınızı keseceksiniz deniyor. Bu gün Hindistan'a gidip "şu ineği kes" dediğinizi düşünürseniz vereceği tepki "sen bizimle dalga mı geçiyorsun" demek olacağını da bilirsiniz. İşte Hz. Musa da İsrailoğullarından bu tepkiyi görmüş, İsrailoğulları ona "bizimle dalga mı geçiyorsun/eğleniyor musun?" demişlerdir. Tabi karşılığında Hz. Musa onlara hemen kendisinin Allah'ın resulü olduğunu hatırlatıp olayın ciddiyetini kavratmaya çalışıyor ve Musa'nın bu hatırlatmasından sonra işin ciddiyetini biraz anlıyorlar.

Daha önce bir çok mucize gören İsrailoğullarının kendisine hakim olamayan, kolaylıkla şirke bulaşabilecek bir topluluk olduğunu şu ayetten de görmekteyiz; "İsrailoğullarını denizden geçirdik; derken putlara tapan bir kavme rastladılar, dediler ki: “Musa! Onların tanrıları gibi bir tanrı da bize yapsana!” Dedi ki: “Siz gerçekten kendini bilmez bir kavimsiniz.”(A'raf 7/138)