Bakara Suresi 70. Ayetin Tefsiri

قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَۙ اِنَّ الْبَقَرَ تَشَابَهَ عَلَيْنَاۜ وَاِنَّٓا اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَمُهْتَدُونَ

“Bizim için Sahibine (Rabbine) bir daha sor, onun nasıl bir şey olduğunu iyice açıklasın! Bize göre o özellikler birçok sığırda var. Allah bulmamızı tercih ederse biz onu buluruz!” dediler "(Bakara 2/70)

Onlara göre bu durum hiç olmayacak bir noktaya doğru devam ediyor ve iyice şaşırıyorlar. Tekrar tekrar soru soruyorlar ve tam olarak hangi sığır olduğunu bilmek istediklerini söylüyorlar. Bu zamana kadar inek olma ihtimali olan tarif Bakara 72. ayette onların üst seviyede saygı duydukları apis'e dönüşecektir. Onlar soru sordukça Allah-u Teala emri ağırlaştırıyor. İsrailoğulları, sığır ile Mısır’da inek olarak tasvir edilen Hator da olduğundan inek kesmek de istemiyorlardı. Apis en yüksek tanrıları, inek ise onun daha alt seviyesinde kalıyor. Yine de kesmek istemiyorlar.

Müslümanlıkta kurban kesme ibadetinin bir yönü de, hiç bir Müslümanın bir hayvana böyle bir kutsallık yükleyip yoldan çıkmamasını sağlamasıdır. Fakat bu bir Müslümanın yoldan çıkmayacağı anlamına gelmez. Zira Müslümanlar da başka insanlara kutsallık yükleyerek, Allah'ın ruhunun o kişiler içinde olduğunu sanmaktadırlar. Örneğin; Yunus Emre'nin "ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm" şiirinde bu inancı görmekteyiz. Bu hulul akidesi, kişinin Allah ile bir bütün parça haline dönüşmesi inancıdır. Günümüzde de tasavvufçular arasında ileri derecede görülmekte, bir hastalık gibi yayılmıştır. Böyle bir toplumda hulul inancı olan bu isimlerle ilgili tartışma yapamazsınız, çünkü onlar o kadar kutsal o kadar tanrılaşmış hale gelmişlerdir ki, nasıl ineğe kutsallık yükleyenler ineğe saygıda zerre kusur yöneltmezler ise, bu kişilerde, Allah'ın yansımasının olduğunu sandıkları bu kişilere zerre kusur yöneltmezler. Böyle kimseler; En'am suresi 93.ayette bahsedilen, yalan bir şeyi Allah'a iftira eden kimselerdir.