Bakara Suresi 128. Ayetin Tefsiri

رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَٓا اُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَۖ وَاَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ

"Rabbimiz! İkimizi sana teslim olmuş kişiler yap, soyumuzdan gelenlerden de sana teslim olmuş bir toplum oluştur . Bize menasikimizi (Hac ve umre ibadetlerini yapacağımız yerleri) göster  ve yönelişimizi (tevbemizi) kabul et; sana yönelenleri (tevbe edenleri) kabbul eden, iyiliği bol olan sensin."(Bakara 2/128)

 Hac İbadeti

Hac kelimesinin (الحَج) elif lamlı yani özel isim olması, haccın bilindiğini gösterir. Mekke, ümmü’l-kurâ yani dünyanın anakentidir. İbrahim aleyhisselam Filistin’den oraya tek bir yoldan gelmiştir. Âyetteki “bütün derin vadilerden gelsinler” ifadesi, haccın artık yapılabileceğini duyanların, her yandan oraya geleceğini gösterir. Bu da adını bilmediğimiz nice nebinin ümmetinin gelmesi demektir. Öyleyse onlar da haccı biliyordu ama yeri kaybolduğu için yapamıyorlardı.

Hac ibadeti ile ilgili şöyle buyrulmaktadır: "Bir gün İbrahim için Beyt’in yerini hazırlamış, “Bana bir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, kıyam, rüku ve secde edenler için Beytimi temiz tut” demiştik. İnsanların içinde haccı ilan et ki yürüyerek ve bitkin binekler üzerinde sana gelsinler; bütün derin vadilerden geçerek gelsinler. Gelsinler de kendi menfaatlerini görsünler ; belli günlerde de Allah’ın onlara rızık olarak verdiği hayvanlardan en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) üzerine Allah’ın adını ansınlar. Onlardan hem siz yiyin, hem de darda olan yoksula yedirin. Aynı zamanda  tefeslerini (Arafat ve Müzdelife vakfelerini) tamamlasınlar , adaklarını yerine getirsinler  ve o şerefli Beyti (Kâbe’yi) tavaf etsinler."(Hacc 22/26-29) Haccın “bilinen günlerde” yapılmasının ve kurbanın da o günlerde kesilmesinin emredilmesi, iki ibadetin vaktinin de, bütün ümmetler tarafından bilindiğini gösterir. İşte makâm-ı İbrahim, zannedildiği gibi Kâbe’nin yanında, koruma altına alınmış taş değil, Hac ibadetinin yapıldığı Safa, Merve, Arafat, Müzdelife ve Mina’dır.

Hac ibadetinin yapıldığı yerler; Arafat, Müzdelife, Mina, Safa, Merve ve Kâbe’dir. İbrahim aleyhisselamın "hac ibadetimizin yerlerini göster" demesinin sebebi haccın bilindiğini ama ibadet yerlerinin kaybolduğunu göstermektedir. Kuran bütünlüğü içinde düşününce bunun Nuh tufanında olduğu anlaşılır. Hac ibadetinin önceki ümmetlere de farz olunduğu “Allah Nuh’a ne emretmişse onu, sizin için bu dinin kuralı yapmıştır..."(Şura 42/13) ayetinden anlaşılmaktadır.

Allah-u Teala Hz. İbrahim için şöyle buyurmaktadır: "(Onu ateşe attılar,) “Ey ateş! İbrahim için serinliğe ve güvene dönüş, dedik.” İbrahim’in oyununu tersine çevirmek istediler . Biz de onları en büyük zarara soktuk. Hem İbrahim’i hem de Lût’u âlemler için bereketli  kıldığımız o yere getirip kurtardık."(Enbiya 21/69-71) Hz. İbrahim ateş ile imtihan edilip, Cenab-ı Hak tarafından kurtarıldıktan sonra tek çocuğu ve karısını alıp kavmini terk etmiştir. Onları kabenin olduğu kurak yerde bırakıp gitmek zorunda kalmıştır. Daha sonra oğlunu kurban edecek durumda kalmak da dahil bir sürü imtihanlardan geçmiş olan Hz. İbrahim yine de hiç bir kibre kapılmamış, elinde olan nimetlere şükretmiş ve tevbe edip Cenab-ı Haktan af dilemiştir.