NASR

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...[*]

[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.


(Nasr 110/1)
اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُۙ
(Ey Muhammed!) Allah’ın yardımı gelip o fetih (Mekke’nin fethi) gerçekleştiğinde[*]

[*] Kasas 28/85, Fetih 48/1-3.

 

(Nasr 110/2)
وَرَاَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ اَفْوَاجًاۙ
ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde,


(Nasr 110/3)
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُۜ اِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
her şeyi mükemmel yapmasından dolayı Rabbini tesbih et /ona boyun eğ ve ondan bağışlanma dile![1*] Çünkü o, tövbeleri /dönüşleri kabul edendir.[2*]

[1*] Enfal 8/67-68, Mü’min 40/55, Muhammed 47/19.

[2*] Bu ayetten, Muhammed aleyhisselamın, tövbe etmesini gerektiren bir günah işlediği anlaşılmaktadır. Ayet bağlantılı âyetlerle birlikte okununca, bu günahı Bedir Savaşı’nda işlediği ortaya çıkar: Yüce Allah, düşmanı takip etmeyip geri dönmeyi (Enfal 8/15-16) ve onları etkisiz hale getirmeden esir almayı (Muhammed 47/4) yasaklamıştır. Muhammed aleyhisselam Bedir savaşında bunlara aykırı davranıp düşmanı takip etmemiş ve esir almıştı. Eğer Allah, Müslümanlar Mekke'de iken onlara, o gün için zafer sözü vermiş olmasaydı (Rum 30/1-6), Bedir’de büyük bir yenilgiye uğrayacaklardı (Enfal 8/67-68). Fetih Suresinde Fetih Suresinde, bu iki suçun bağışlanmasının Mekke’nin fethiyle mümkün olacağı bildirilmiş (Fetih 48/1-3), bu surede ise Nebimize fetih gerçekleştikten sonra bağışlanma talep etmesi emredilmiştir. Böylece Nebimiz, her konuda olduğu gibi tövbe ve istiğfar konusunda da bize örnek kılınmıştır (Ahzab 33/21). Buradan, nebiler dahil hiç kimsenin günahlara karşı korunmadığı açıkça anlaşılmaktadır.