MAUN

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...[*]

[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.


(Maun 107/1)
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ
Bu din hakkında yalan söyleyip duranı gördün mü?[*]

[*] İnfitar 82/9, Tin 95/7.

 

(Maun 107/2)
فَذٰلِكَ الَّذ۪ي يَدُعُّ الْيَت۪يمَۙ
İşte o; yetimi itip kakan,[*]

[*] Birçok ayette yetimlere iyi davranmak ve ikramda bulunmak emredilmişken (Bakara 2/83, 177, 215, 220; Nisa 4/8, 36; İnsan 76/8; Beled 90/14-15), onlara kötü davranmak yerilmiştir (Fecr 89/17).


(Maun 107/3)
وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ
çaresizlerin yiyeceği için teşvikte bile bulunmayandır.[*]

[*] Hâkka 69/34, Müddessir 74/42-47, Fecr 89/18.

 

(Maun 107/4)
فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّ۪ينَۙ
(Müslüman görünmek için) kulluk görevlerini de yapan o kimselerin vay haline ki

 

 

(Maun 107/5)
اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ
onlar kulluk görevlerini önemsemeyenlerdir.


(Maun 107/6)
اَلَّذ۪ينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ
Onlar gösteriş yaparlar.[*]

[*] Bakara 2/264, Nisa 4/38, 142, Enfal 8/47, Tevbe 9/54.

 

(Maun 107/7)
وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ
Onlar, ufak tefek şeyleri bile (başkalarından) esirgerler.[*]

[*] Nisa 4/36-37, Tevbe 9/67, Münafikun 63/7.