DUHA

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...[*]

[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.


(Duha 93/1)
وَالضُّحٰىۙ
Duhâya /Güneş’in yaydığı ışınlara yemin olsun![*]

[*] Naziat 79/29, Şems 91/1.


(Duha 93/2)
وَالَّيْلِ اِذَا سَجٰىۙ
Durgunlaştığında geceye[1*] de yemin olsun ki[2*]

[1*] “Secâ (سَجَى)” durgunlaştı, demektir. Henüz kararmamış ama rüzgarı durgunlaşmış geceye “leyletun sâciyetun (ليلةٌ ساجيةٌ)” denir (el-Ayn, سجو md.). Güney ve kuzey 45 derece enlemlerle Ekvator arasındaki bölgelerde, güneş batınca gündüz biter, gece başlar. Bu sırada duhâ da kaybolmaya başlar, hava sakinleşir ve rüzgarda hissedilir bir durgunlaşma görülür. 45 derece enlemlerle kutuplar arasındaki bölgelerde ise gecenin başlangıcı, güneşin doğup batmasıyla değil, bu durgunlaşma ile anlaşılır. Aynı durum, gün doğuşu ya da batışının izlenmesi imkanı olmayan dağlık bölgeler ve bulutlu günler için de geçerlidir. Yatsı vaktinin bitişinden (bkz. İsra 17/78 ve dipnotları) seher vaktine kadar gecenin sükûneti devam eder (En’am 6/96). Gecenin önemine dikkat çeken diğer ayetler şunlardır: Kasas 28/71-73, Müddessir 74/33, Tekvir 81/17, İnşikak 84/17, Fecr 89/4, Şems 91/4, Leyl 92/1.

[2*] Bu ve önceki ayette Allah, duhâya ve geceye yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, o şeyin önemine vurgu yapmak ve daha sonra söylenecek şeye dikkat çekmek içindir.

 

(Duha 93/3)
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلٰىۜ
(Ey Muhammed!) Rabbin seni bırakmadığı gibi sana darılmadı da.[*]

[*] Allah nebisini yalnız bırakmamış, en zor anlarında bile ona yardımcı olmuştur (Tevbe 9/40).

 
 
 

(Duha 93/4)
وَلَلْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْاُو۫لٰىۜ
Senin için sonraki (hayat), şimdikinden kesinlikle daha iyi olacaktır.[*]

[*] Nasr 110/1-3.


(Duha 93/5)
وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَرْضٰىۜ
Rabbin elbette sana (nimetler) verecek ve sen de hoşnut olacaksın.[*]

[*] Kalem 68/3.


(Duha 93/6)
اَلَمْ يَجِدْكَ يَت۪يمًا فَاٰوٰىۖ
O, seni yetim bulup da barındırmadı mı?


(Duha 93/7)
وَوَجَدَكَ ضَٓالًّا فَهَدٰىۖ
Seni şaşkın halde bulup da yolu göstermedi mi?[*]

[*] Kasas 28/86, Ankebut 29/48, Şûrâ 42/52.

 
 

(Duha 93/8)
وَوَجَدَكَ عَٓائِلًا فَاَغْنٰىۜ
Seni muhtaç halde bulup da ihtiyacını karşılamadı mı?[*]

[*] Necm 53/48.

 

(Duha 93/9)
فَاَمَّا الْيَت۪يمَ فَلَا تَقْهَرْۜ
Öyleyse sen de sakın yetimi hor görme![*]

[*] Bakara 2/220, Nisa 4/2, 10.

 

(Duha 93/10)
وَاَمَّا السَّٓائِلَ فَلَا تَنْهَرْۜ
İsteyene ve sorana da ilgisiz davranma![*]

[*] İlgisiz davranma anlamı verilen “felâ tenher” (فَلَا تَنْهَرْ) ifadesindeki fiilin kökü olan “nehr” (نهر) bir şeyin açılması veya onu açma anlamına gelir. (Mekayis) İki kıyı arasından akıp giden suyun yerine nehir (نهر), güneşin doğuşu ile batışı arasına giren aydınlığa da nehar (نهار) yani gündüz denir.  Bir defasında Nebimiz, sahabeden Abdullah İbn Ümmi Mektûm’a ilgisiz davrandığı için azarlanmıştı (Abese 80/1-10)  Allah Teâlâ bu gibi davranışları Nebimize yasaklamıştır (En’am 6/52, Kehf 18/28).

 

(Duha 93/11)
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Rabbinin sana olan nimetini /Kur’an’ı daima anlat![*]

[*] En'âm 6/51, Müddessir 74/1-3, A'lâ 87/9, Ğaşiye 88/21, Kevser 108/1.