MÜCADELE
[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.
[*] Bu kadın, sahabi hanımlardan Havle binti Sa’lebe’dir. Kocası Evs b. Sâmit ona zıhar yapmıştı.
[1*] Zıhâr, kocanın eşini boşamadan onunla cinsel ilişkiyi kesmek için “sen bana anamın sırtı gibisin” demesidir. Bunu yapan kişi, dört ay içinde zihar keffaretini yerine getirerek evliliği sürdürebilir. Dört ay içinde bunu yapmazsa onu boşamış sayılır ve iddet süreci başlar (Bakara 2/226-227 ve dipnotları).
[2*] Ahzab 33/4.
[3*] Nahl 16/90, Hac 22/30.
[4*] Allah, tövbe eden yani yaptığı günahları terk edip kendini düzelten bütün kullarını affeder (Taha 20/82, Furkan 25/68-71).
[*] Rakabe, hürriyetini kaybetmiş ve başkasının hakimiyeti altına girmiş esirdir (Müfredat). Esir düşenler karşılıksız veya fidye karşılığı serbest bırakılır (Muhammed 47/4). Elindeki esiri fidyesiz serbest bırakmak istemeyenlere zekat fonundan ödeme yapılarak esirler hürriyetlerine kavuşturulurlar (Tevbe 9/60). Esir veya başka ülkelerde hapse düşmüş ama elinde imkânı olmayanlar esir kapsamına girerler.
[*] Kadın, kocası ile ilgili şikayette bulunmuş ama Allah’ın elçisi, kendisine vahiy gelmeden hüküm vermediği için (Taha 20/114) susmuş ve konuyla ilgili ayetin inmesini beklemiştir. Daha sonra inen bu ayetlerle problem çözülmüştür. Ayetteki, “Bu çözüm, Allah’a ve resulüne güvenmeniz içindir” ifadesi, Kur’an’ın bütün sorunları çözdüğünü ve her konuda ona güvenilmesi gerektiğini göstermektedir.
[1*] Nisa 4/115, Muhammed 47/32, Mücadele 58/20.
[2*] “Allah’ın koyduğu sınırlar” ifadesi; bu ayet dışında oruç (Bakara 2/187), boşanma (Bakara 2/229-230, Talak 65/1), miras (Nisa 4/13-14) konuları ile ilgili olarak da geçer. Bir müslümanın, hayatını kendi arzularına veya başkalarının isteklerine göre değil, Allah’ın koyduğu hükümlere göre yaşaması gerekir (En’am 6/57, Yusuf 12/40). Aksi takdirde yoldan çıkmış ve ilahi cezayı hak etmiş olur; çünkü Allah’ın hükümlerine uymayanlar kafir (Maide 5/44), zalim (Maide 5/45) ve fasık (Maide 5/47) olarak nitelendirilmişlerdir. İslam aleminin düştüğü sıkıntıların ana sebebi, Kur’an’dan uzaklaşılmış olmasıdır (Ahzab 33/36).
[3*] Bakara 2/99, Hadid 57/9.
[1*] Kehf 18/49, Yasin 36/12, Nebe 78/29.
[2*] Âl-i İmran 3/29, Hac 22/70, Ankebut 29/52, Hucurat 49/16, Teğabün 64/4.
[1*] Âl-i İmran 3/29, Hac 22/70, Ankebut 29/52, Hucurat 49/16, Teğabün 64/4.
[2*] Yunus 10/61, Hadid 57/4.
[3*] Mücadele 58/6.
[1*] Bir sonraki ayette bu yasakların müminlere konduğu açıkça ifade edildiği için yasakları, gizli gizli çiğneyen kişilerin önce mümin sonra kafir olan ve bu kafirliklerini gizleyen münafıklar olduğu anlaşılmaktadır.
[2*] Ali İmran 3/154, Tevbe 9/78, İsra 17/47, Enbiya 21/1-3, Zuhruf 43/80.
[3*] Bakara 2/206.
[*] Nisa 4/114.
[*] Önemli konuların istişare edildiği toplantılarda uzman kişilere değer verilip onlara yer açılmalıdır (Nûr 24/62, Zümer 39/9).
[1*] Bu ayet, bir önceki ayette yer alan sadaka verme hükmünü hayırlısı ile neshetmiştir. Nesih ile ilgili olarak bkz: Bakara 2/106 ve dipnotu.
[2*] Bakara 2/110, Âl-i İmran 3/132, Enfal 8/20, 46, Nur 24/56.
[1*] Mümtahine 60/13.
[2*] Tevbe 9/56.
[3*] Burada gazaba uğradığı bildirilen toplum Beni Nadîr Yahudileridir. Yemin ederek onlara yardım sözü verenler ise Abdullah b. Übey b. Selül yönetimindeki Hazrec münafıklarıdır (Haşr 59/11-16).
[*] Nisa 4/145.
[*] Münafikun 63/2.
[*] Âl-i İmran 3/10, 116.
[1*] Mücadele 58/6.
[2*] Tevbe 9/56.
[3*] Münafikun 63/1.
[1*] Araf 7/30, Taha 20/126, Furkan 25/28-29, Zuhruf 43/36-37, Muhammed 47/25-26.
[2*] Fatır 35/6.
[*] Mücadele 58/5.
[1*] Tevbe 9/23-24.
[2*] Allah’tan gelen bilgiye ruh denir (Nahl 16/2, İsra 17/85, Mümin 40/15, Şura 42/52), Allah Teala’nın, gayretli ve dürüst müminlere verdiği ilham da böyle bir bilgidir. Bu ilhamın sonucunda ortaya çıkan iç huzuru ve ufuk aydınlığı bu bilginin neticesidir. Böylece doğrularla yanlışları ayırma yeteneği oluşur (Bakara 2/269, En’am 6/122, Enfal 8/29, Tevbe 9/26, Fetih 48/4, 18, Hadid 57/28, Şems 91/8). Allah bu desteği meleklerle de verebilir (Al-i İmran 3/123-126, Maide 5/110, Enfal 8/9-12).