ĞAŞİYE

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,


(Ğaşiye 88/1)
هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ الْغَاشِيَةِۜ
Çepeçevre kuşatacak olanın haberi sana geldi, değil mi?


(Ğaşiye 88/2)
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌۙ
O gün kimi yüzler asık.


(Ğaşiye 88/3)
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ
Çalışıp yorgun düşmüş gibi olacak[*]!

[*] Kâfirlerin ahiretteki görüntüleri, istiare-i temsiliyye (alegori) denen mecazi anlatımla canlandırılmıştır. İstiarede benzetme edatı gizlenir ama bu mecaz, gerçek sanıldığı için burada benzetme, tarafımızdan “gibi” sözüyle açığa çıkarılmıştır.

 

 

(Ğaşiye 88/4)
تَصْلٰى نَارًا حَامِيَةًۙ
Sıcak bir ateşten uzak kalamayacaklardır.


(Ğaşiye 88/5)
تُسْقٰى مِنْ عَيْنٍ اٰنِيَةٍۜ
Kendilerine çok sıcak bir kaynaktan su içirilecek.


(Ğaşiye 88/6)
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ اِلَّا مِنْ ضَر۪يعٍۙ
Kuru dikenden başka yiyecekleri de olmayacaktır.


(Ğaşiye 88/7)
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ
O, onları ne besleyecek, ne de açlıklarını giderecektir.


(Ğaşiye 88/8)
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌۙ
O gün kimi yüzler de mutlu olacak;


(Ğaşiye 88/9)
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۙ
yaptıkları çalışmalardan huzur duyacaklardır.


(Ğaşiye 88/10)
ف۪ي جَنَّةٍ عَالِيَةٍۙ
Onlar yüksekçe bir bahçede olacak,


(Ğaşiye 88/11)
لَا تَسْمَعُ ف۪يهَا لَاغِيَةًۜ
orada boş bir söz duymayacaklardır.


(Ğaşiye 88/12)
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ
Bahçede akan bir kaynak,


(Ğaşiye 88/13)
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ
yüksek yere konmuş tahtlar,


(Ğaşiye 88/14)
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ
dizi dizi kadehler,


(Ğaşiye 88/15)
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ
sıra sıra yastıklar,


(Ğaşiye 88/16)
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ
yayılmış sergiler olacaktır.


(Ğaşiye 88/17)
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠
(İnsanlar) bulutlara[*] bakmazlar mı, nasıl yaratılmış?

[*] Arap dili bilginlerinden el-Müberrid, bu âyetteki ibil’e (الْإِبِلِ) “büyük bulut kütleleri” anlamı vermiştir (Şevkânî, Feth’ul-Kadîr) Bize göre doğru olan budur. Çünkü arkasından gök, dağlar ve yeryüzünden söz edilmektedir. Geniş bilgi için Fil Suresinde ebâbil kelimesi ile ilgili dipnota bkz.(Fil 105/3)


(Ğaşiye 88/18)
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş?


(Ğaşiye 88/19)
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠
Dağlar nasıl yerleştirilmiş,


(Ğaşiye 88/20)
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠
Yer nasıl döşenmiş? (Düşünüp de ibret almazlar mı?)


(Ğaşiye 88/21)
فَذَكِّرْ اِنَّمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ
Sen doğru bilgi ver (Kur’an’ı tebliğ et)! Senin görevin sadece doğru bilgi vermektir.


(Ğaşiye 88/22)
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ
Onları hizaya getirecek biri değilsin!


(Ğaşiye 88/23)
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ
Ama kim görmezlikte direnerek yüz çevirirse,


(Ğaşiye 88/24)
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ
Allah onu en büyük azaba çarptıracaktır.


(Ğaşiye 88/25)
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ
Hepsi Allah’ın huzuruna çıkacak.


(Ğaşiye 88/26)
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Sonra hepsi hesaba çekilecektir[*].

[*] Arap dilinde, anlatımı canlı tutmak ve konunun önemini vurgulamak için sözün akışı beklenmedik bir şekilde değiştirilerek üçüncü şahıstan birinci şahsa, ikinci şahıstan birinci veya üçüncü şahsa, birinci şahıstan ikinci veya üçüncü şahsa vs. geçilir. Geçmiş zamandan şimdiki veya gelecek zamana; gelecek zamandan geçmiş zamana ya da geçmiş zamandan emir kipine geçiş yapılabilir. Buna iltifat denir. Türkçede bu sanat olmadığından bu gibi ifadeler bir Türk’ü şaşırtır. Burada olduğu gibi birçok âyete, bu sanat yok sayılarak meâl verilmiştir.