NEML
[*]...
[*] Taht, makam koltuğu
[*] Dahiliği, dehası olan, yetenekli melek ...
[*] Uzaktaki bir nesneyi yanına getirme bilgisi, ilimi
[*] Apaçık gerçekler olarak çevirdiğimiz kısım ‘el-hakku'l mubîni = الْحَقِّ الْمُبِينِ dir. Elif Lam’lı olması münasebetiyle esas manası ‘ apaçık ve herşeyi açıklayan, Sahibinden indirilmiş gerçek ve gerçekleri gösterir içerik’ anlamlarını kapsar.
[1*] Dabbe, hareket etme özelliği olan her şeydir (Müfredât). İnsan ve melek de birer dabbedir (Hac 22/18, Şûrâ 42/29). Bu ayetteki dabbe kafir ve müşrik olarak ölmekte olanlara, başlarına gelecekleri tebliğ eden melek olur (Müminûn 23/99-100).
[2*] Sözlükte eğmek/bükmek/çevirmek anlamındaki “left = لفت” kökünden türeyen iltifât, bir şeyi yöneldiği taraftan başka bir tarafa çevirmek anlamına gelir. Terim olarak iltifat, üslupla ilgili edebî bir sanattır. Kullanıldığı yerlerde ifadeye tehdit ve korkutma, tenbih, kınama, silkeleme, uyarma ve hatırlatma, sebep gösterme, talebin önemini ifade etme gibi anlamlar katar. Dinleyicinin ilgi ve dikkatini canlı tutmayı sağlar. İltifat; kişide, tekillik-çoğullukta ve zamanda yapılabilir. Türkçede de benzer amaçlarla, konuşurken kişi değiştirme, tekil kişiyi çoğul zamirle ifade etme ve kipte değişiklik yapma vardır: ancak her dilin dinamikleri kendine özgü olduğu için bir dilden başka bir dile çeviri yapılırken aynı anlam inceliklerini yansıtmak her zaman mümkün olmaz. Bu yüzden mealimizde Kur’an’da geçen iltifat sanatlı söyleyişler, Türkçede daha iyi anlaşılması amacıyla yer yer lafzen değil, manen aktarılmıştır.
[*] Anlayıp dinlemeden olarak çevirdiğimiz kısım ‘ilmen’ dir. ‘Ayetlerimiz üzerinde gerekli ilmi çalışmayı yapmadan, yeterince çalışma yapmadan, aklını ve bilgisini kullanmadan’ anlamları da verilebilir.
[*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir(Müfredât). Bir şeyi Allah’ın var etmesi, onun gerekeni yapması ile olur.