İNFİTAR
[*] Göğün erimiş maden gibi olduğu gün...(Mearic 70/8) Gök yarılıp kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman. (Rahman 55/37)
[*] سجر karıştırma, yakma ve doldurma anlamlarına gelir.(Mekâyîs s.134) Yürütülen dağlar denize karıştırılacağı için kelimeye karıştırma; denizleri dolduracağı için doldurma, deniz dibinden lav çıkıp denizi buharlaştırabileceği için de kelimeye yakma anlamı verilebilir. Her durumda karalar sular altında kalır. Kelimeyi “taşırılınca” diye tercüme etmemizin sebebi budur. Bundan sonra Âdem aleyhisselamın yaratıldığı ortam, balçık ve kokuşmuş çamur ortamı oluşur. Ölülerin vücutlarından kalan ve onun bütün özelliğini taşıyan parçacıklar, tarlaya serpilmiş tohumlar gibi bölünür, gelişir ve yeniden yaratılış gerçekleşir. Bkz. (Mearic 70/4 ve devamı) , (Kaf 50/4) (Lokman 31/28), (Araf 7/29).
[*] “… önden gönderdiklerini ve eserlerini yazarız. Zâten herşeyi açık bir kitapta toplamışızdır. (Yasin 36/12)
[1*] Seni diğer insanlarla aynı organlara sahip kılan.
[2*] Sana ruh üfleyerek diğer insanlarla denk hale getiren.
[1*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir(Müfredât). Allah’ın bir şeyi var etmesi, gerekeni yapması ile olur.
[*] “Kişinin önünden ve arkasından takipçileri vardır; Allah’ın emriyle onu korurlar.” (Ra’d 13/11)
[*] Melekler; onların sadece yaptıklarını ve söylediklerini bilirler. İçlerinden geçeni bilmezler. Çünkü gaybı onlar da bilmezler. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Her ne söz söylese yanında hazır bir gözcü mutlaka olur” (Kaf 50/18)