RAHMAN

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...[*]

[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.


(Rahman 55/1)
اَلرَّحْمٰنُۙ
Rahman /iyiliği sonsuz olan Allah[*],

[*] Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için kelimeyi “iyiliği sonsuz” diye çevirdik (Fatiha 1/1-3).


(Rahman 55/2)
عَلَّمَ الْقُرْاٰنَۜ
Kur’ân’ı öğretti[*].

[*] Kur’an’ı Allah’ın elçisi sıfatıyla melek Cebrail getirmiş (Hakka 69/40, Tekvîr 81/19) ve onu Nebîmiz Muhammed aleyhisselama öğretmiştir (Necm 53/5). Allah’ın Kur’an’ı öğretmesi, bu şekilde olmuştur.


(Rahman 55/3)
خَلَقَ الْاِنْسَانَۙ
İnsanı yarattı[*].

[*] Nahl 16/4, Rahman 55/14, Alak 96/2.


(Rahman 55/4)
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ
Ona, kendini ifade etmeyi öğretti[*].

[*] Nahl 16/78.


(Rahman 55/5)
اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍۖ
Güneş ve Ay, (her açıdan) bir hesaba göredir[*].

[*] Güneş ve Ay’ın dünya ve diğer gök cisimlerine olan uzaklıkları, hareketleri ve diğer tüm özellikleri, ince bir hesaba göre düzenlenmiştir (Bakara 2/189, En’am 6/96, Yunus 10/5, Yasin 36/37-40).


(Rahman 55/6)
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
O yıldız[1*] ve ağaçlar secde eder /boyun eğerler.[2*]

[1*] Nahl 16/16, Hac 22/18, Necm 53/1, Târık 86/3.

[2*] Secdenin kök anlamı eğilmedir (Müfredat). Bu sebeple  Güneş, Ay, gezegenler, dünya ve yıldızlar arasında oluşan eğimler /deklinasyon ve ona bağlı olarak gölgenin uzayıp kısalması, “secde” kelimesiyle ifade edilmiştir (Nahl 16/48, Ra’d 13/15). Bazı ayetlerde sadece itaat anlamında (Hac 22/18, İnşikak 84/21), bazılarında da itaat ile birlikte fiziki eğilme anlamında kullanılır (Bakara 2/34, 58, Nisa 4/154, A’raf 7/161, Yusuf 12/4 ve 100). Nitekim namazda, ayaklar, eller ve dizler üzerindeyken alnı yere koymak da Allah’a itaat ederek eğilme anlamdaki secdedir (Nisa 4/102-103).

 


(Rahman 55/7)
وَالسَّمَٓاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْم۪يزَانَۙ
Rahman göğü yükseltti ve mizanını /dengesini kurdu[*].

[*] Naziat 79/27-28.


(Rahman 55/8)
اَلَّا تَطْغَوْا فِي الْم۪يزَانِ
Bunu denge konusunda haddi aşmayasınız diye yaptı.


(Rahman 55/9)
وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ
Bütün ölçüleri hakka uygun olarak yapın. Dengeyi bozmayın[*].

[*] En’am 6/152, İsra 17/35, Şura 42/17, Hadid 57/25.


(Rahman 55/10)
وَالْاَرْضَ وَضَعَهَا لِلْاَنَامِۙ
Rahman, yeri (insanlar, cinler[1*] ve diğer) canlılar için donattı[2*].

[1*] A’raf 7/24-25.

[2*] Bakara 2/22, Neml 27/61, Mü’min 40/64, Zariyat 51/48.


(Rahman 55/11)
ف۪يهَا فَاكِهَةٌۖ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْاَكْمَامِ
Orada her türlü meyve ve kapçıklı hurmalar vardır.


(Rahman 55/12)
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُۚ
Kabuklu tahıllar ve güzel kokulu bitkiler vardır[*].

[*] En’am 6/141, Ra’d 13/4, Nahl 16/10-11, Kaf 50/9-11, Abese 80/24-32.


(Rahman 55/13)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) O halde Rabbinizin hangi nimetleri karşısında yalana sarılıyorsunuz[*]?

[*] Ayetin Arapçasında ikil (tesniye) formda hitap edilmiş olan iki gizli öznenin insanlar ve cinler olduğu, 14 ve 15. ayetlerden anlaşılmaktadır.


(Rahman 55/14)
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ
İnsanı, çanak çömlek gibi kurumuş bir çamurdan yarattı[*].

[*] Hicr 15/26-33.


(Rahman 55/15)
وَخَلَقَ الْجَٓانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍۚ
Cinleri de ateşli bir karışımdan yarattı[*].

[*] Hicr 15/27.


(Rahman 55/16)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/17)
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ
O, iki doğunun (en erken ve en geç doğuş noktalarının) Rabbidir, iki batının (en erken ve en geç batış noktalarının) da Rabbidir[*].

[*] Güneş, yıl boyunca her gün farklı noktalardan doğar ve batar. 21 Aralık’tan 21 Haziran’a kadar doğuş ve batış noktaları sürekli kuzeye kayar. 20 Haziran’da kuzeydeki en uç doğuş ve batış noktalarına ulaşır, 21 Haziran’da geri dönmeye başlar ve 21 Aralık’a kadar sürekli güneye kayar. 20 Aralık’ta güneydeki en uç doğuş ve batış noktalarına ulaşır ve 21 Aralık’ta geri dönmeye başlar. Bu yüzden 21 Haziran ve 21 Aralık tarihlerine “gündönümü” denir.  İki doğu ve iki batı işte bu gündönümü noktalarıdır. 20 Aralık’ta kuzey yarımkürede en kısa gün ve en uzun gece yaşanırken güney yarımkürede en uzun gün ve en kısa gece yaşanır. 20 Haziran’da tam tersi olur. 20 Mart ve 22 Eylül günlerinde Güneş tam doğu noktasına geldiği için bu günlerde bütün dünyada gece gündüz eşit olur(Şuara 26/28, Saffat 37/5, Mearic 70/40, Müzzemmil 73/9).


(Rahman 55/18)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/19)
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ
İki büyük su kütlesini[*] birbirine kavuşacak şekilde salıverir.

[*] Arapçada büyük su kütlelerine; denize, akarsulara, tuzlu veya tuzsuz göllere “bahr (بحر)” denir (Lisan’ul-arab). Nitekim tatlı ve tuzlu su ayrımı olmaksızın Kur’an’da her ikisine de “bahr” denmiştir. Bahr kelimesi Türkçeye deniz diye çevrilir. Deniz deyince kimsenin aklına tatlı su kütlesi gelmeyeceği için kelimenin “büyük su kütlesi” şeklinde meallendirilmesi daha uygundur (Furkan 25/53).


(Rahman 55/20)
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِۚ
(Fakat) Aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmazlar[*].

[*] Neml 27/61.


(Rahman 55/21)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/22)
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ
O ikisinden inci ve mercan çıkar[*].

[*] Nahl 16/14, Fatır 35/12.


(Rahman 55/23)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/24)
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَاٰتُ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۚ
Denizde inşa edilmiş, dağlar gibi akıp gidenler /gemiler onundur[*].

[*] Lokman 31/31, Şûrâ 42/32-34.


(Rahman 55/25)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/26)
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ
Yeryüzünde bulunan bütün canlılar fanidir.


(Rahman 55/27)
وَيَبْقٰى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِۚ
Azametli ve ikramı bol olan Rabbinin varlığı ise bakidir[*].

[*] Kasas 28/88, Hadid 57/3.


(Rahman 55/28)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/29)
يَسْـَٔلُهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ ف۪ي شَأْنٍۚ
Göklerde ve yerde olanlar (ihtiyaçlarını) ondan isterler[1*]. O, her gün her şeyle ilgilenmektedir[2*].

[1*] İbrahim 14/34, Fatır 35/15, İhlas 112/2.

[2*] Bakara 2/255, Al-i İmran 3/2, Secde 32/5, Yasin 36/83.


(Rahman 55/30)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/31)
سَنَفْرُغُ لَكُمْ اَيُّهَ الثَّقَلَانِۚ
Ey ağır yük yüklenen iki varlık (insanlar ve cinler[1*])! Yakında size vakit ayıracağız /hesap soracağız[2*].

[1*] Ağır yük, insanların ve cinlerin yüklendiği imtihan yüküdür (Bakara 2/38-39, Taha 20/123-124, Ahzab 33/72, Zariyat 51/56).

[2*] Enbiya 21/23.


(Rahman 55/32)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/33)
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ
Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin çaplarından[*] geçip gidebilirseniz geçin gidin. Ama elinizde bir güç olmadan geçip gidemezsiniz.

[*] Kutr (قطر), yan, kenar, taraf anlamlarına geldiği gibi, dairenin bir kenarından diğer kenarına, merkezinden geçecek şekilde ulaşan doğru  (Seyyid Şerif Cürcânî, Ta’rifat) anlamına da gelir. Türkçede bu doğruya çap denir. Dünya yuvarlak olduğu için onun kutru da çapı olur. Kur’an’a göre gökler de dünyanın dengi olarak yaratıldığından (Talak 65/12), dünyaya benzer şekildedir. Buna göre ayette anlatılan, yedi kat göğün çaplarından ya da göğün dengi olan yerkürenin yedi katının çaplarından geçerek onu bir uçtan bir uca kat etmek olmalıdır. Bu ayet, gerekli şartlar sağlanırsa, böyle bir gücün elde edilebileceğini gösterir (Mü’minun 23/17, Sad 38/10, Zariyat 51/7, Mearic 70/3-4, Nuh 71/15).


(Rahman 55/34)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/35)
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ
(O güç olmadan gidemezsiniz çünkü oralarda) üzerinize ateşin dumansız alevi ve alevsiz dumanı gönderilir[*]. O durumda birbirinize yardım edemezsiniz.

[*] Hicr 15/16-18, Saffat 37/6-10, Mülk 67/5, Cin 72/8-9.


(Rahman 55/36)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/37)
فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ
Gök yarılıp da kızgın yağ gibi kızıl bir gül görüntüsüne dönüştüğü zaman[*],

[*] İnsanların yeniden dirileceği günden önce göklerin durumunu anlatan diğer ayetler için bkz: Enbiya 21/104, Furkan 25/25, Tur 52/9, Hakka 69/16, Mearic 70/8, Müzzemmil 73/18, Mürselat 77/9, Nebe 78/19, Tekvir 81/11, İnfitar 82/1, İnşikak 84/1-2.


(Rahman 55/38)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/39)
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ
İşte o gün, insanlara ve cinlere, günahları sorulmaz[*].

[*] Yapıp ettikleri her şey, amel defterlerinde yazılı olacağı için (Kehf 18/49, Kamer 54/52-53) neler yaptıkları onlara sorulmayacak (Kasas 28/78) ama niçin yaptıkları sorulacaktır. Yani suçlular yapıp ettiklerinin hesabını vereceklerdir (A’raf 7/6, Hicr 15/92-93, Nahl 16/56, 93, Enbiya 21/23, Ankebut 29/13, Zuhruf 43/19, Tekasür 102/8).


(Rahman 55/40)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/41)
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ
Suçlular görünümlerinden tanınır[1*]. Sonra alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar[2*].

[1*] Âl-i İmran 3/106, Yunus 10/27, Kıyamet 75/24-25, Abese 80/40-42, Gaşiye 88/2-7.

[2*] Tur 52/13, Alak 96/15-16.


(Rahman 55/42)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/43)
هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَۢ
İşte bu, suçluların yalan saydıkları cehennem ateşidir[*].

[*] Yasin 36/63-64, Tur 52/13-14.


(Rahman 55/44)
يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَم۪يمٍ اٰنٍۚ
Onlar, onunla yüksek derecede kaynar su arasında gidip gelirler[*].

[*] Hac 22/19, Saffat 37/67-68, Sad 38/55-57, Mü’min 40/70-72, Duhan 44/47-49, Vakıa 56/41-42, 51-54, 92-95.


(Rahman 55/45)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/46)
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِۚ
Rabbinin huzuruna (günahla) çıkmaktan korkan kişi için iki cennet vardır[*].

[*] Naziat 79/40-41.


(Rahman 55/47)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/48)
ذَوَاتَٓا اَفْنَانٍۚ
Çeşit çeşit meyveli ağaçları olan iki cennet…


(Rahman 55/49)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/50)
ف۪يهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِۚ
İkisinde de akıp giden iki pınar vardır[*].

[*] Hicr 15/45, Duhan 44/51-52, Zariyat 51/15, İnsan 76/5-6, 17-18.


(Rahman 55/51)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/52)
ف۪يهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِۚ
İkisinde de her meyveden iki eş (erkeği ve dişisi) vardır[*].

[*] Zariyat 51/49.


(Rahman 55/53)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/54)
مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى فُرُشٍ بَطَٓائِنُهَا مِنْ اِسْتَبْرَقٍۜ وَجَنَا الْجَنَّتَيْنِ دَانٍۚ
Astarları kalın ipekten döşeklere kurulup yaslanırlar[*]. İki Cennetin de olgun meyveleri (onlara) yaklaşır.

[*] Hicr 15/47, Kehf 18/31, Yasin 36/55-56, Saffat 37/44, Sad 38/51, Tur 52/20, Vakıa 56/15-16, İnsan 76/13, Mutaffifin 83/22-23.


(Rahman 55/55)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/56)
ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ
Oralarda gözlerini (hizmet ettikleri kişilere) odaklayan huriler vardır. Onlardan önce herhangi bir insan veya cinin onlarla teması olmamıştır[*].

[*] “Temas” diye meal verilen kelimenin kökü olan “tams (طَّمْثُ)”, “bir şeye dokunma” anlamındadır (Mekâyîs). Kur’an’da bu ayetle birlikte Rahman 55/74. ayette yalnızca hurilerle ilgili olarak geçer. Huriler cennette yaratılacak olup (Vakıa 56/35-38) oraya giren kadın-erkek her mümine  hizmetçi olarak verilecek olan varlıklardır (Saffat 37/48-49, Sad 38/52, Duhan 44/54, Tur 52/20, Vakıa 56/22-23, Nebe 78/33). Bu ayete göre cennetlikler, hurileri ilk defa cennette göreceklerdir.


(Rahman 55/57)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/58)
كَاَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُۚ
(Huriler) Sanki birer yakut ve mercandırlar.


(Rahman 55/59)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/60)
هَلْ جَزَٓاءُ الْاِحْسَانِ اِلَّا الْاِحْسَانُۚ
İyiliğin karşılığı iyilikten başka ne olabilir[*]!

[*] En’am 6/160, Yunus 10/26, Kasas 28/84.


(Rahman 55/61)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/62)
وَمِنْ دُونِهِمَا جَنَّتَانِۚ
O iki Cennetin[*] alt tarafında iki Cennet daha vardır.

[*] Rahman 55/46.


(Rahman 55/63)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۙ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/64)
مُدْهَٓامَّتَانِۚ
Her ikisi de koyu yeşildir.


(Rahman 55/65)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/66)
ف۪يهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِۚ
İkisinde de kaynayan iki pınar vardır.


(Rahman 55/67)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/68)
ف۪يهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌۚ
İçlerinde meyve, hurma ve narlar vardır[*].

[*] Yasin 36/57.


(Rahman 55/69)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/70)
ف۪يهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌۚ
Cennet bahçelerinde iyi huylu güzeller vardır[*].

[*] Bunlar da o bahçelerden ayrılmayan dişi hizmetçiler yani hurilerdir.


(Rahman 55/71)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/72)
حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِۚ
Onlar, (cennetliklere) tahsis edilmiş olan ve çadırlarda kalan hurilerdir[*].

[*] Rahman 55/56.


(Rahman 55/73)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/74)
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ
Onlarla, cennetliklerden önce herhangi bir insan veya cinin teması olmamıştır[*].

[*] Huriler, daha önce herhangi bir insan veya cin ile karşılaşmamış dişi varlıklardır. Bkz. Rahman 55/56. Ayetin dipnotu.


(Rahman 55/75)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِۚ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/76)
مُتَّكِـ۪ٔينَ عَلٰى رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍۚ
(Cennet ahalisi) Yeşil yastıklara ve pek güzel minderlere kurulup yaslanırlar[*].

[*] Rahman 55/54, Ğaşiye 88/15-16.


(Rahman 55/77)
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayıyorsunuz!


(Rahman 55/78)
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ
Azametli ve çok cömert olan Rabbinin adı pek mübarektir[*]!

[*] Zuhruf 43/85.